IP kamera sistemleri ile bilgisayar teknolojilerinin mükemmel uyumu, ağ yapıları ve farklı iletişim protokollerinin de CCTV teknolojilerine adapte edilmesine ön ayak oldu ve uzak noktaya görüntü transferi bu yolla mümkün oldu. Sonrasında fazla zaman geçmeden, içinde gömülü bir işletim sistemi olan, IP kamera sistemi için tasarlanmış özel bilgisayarlar hayatımıza girdi. Bu bağımsız (Standalone) yapıdaki kayıt cihazları, bilgisayar tabanlı kayıt kartları kadar çok tercih edilmeye başlandı. Sadece CCTV sistemler için tasarlanan ve içerisine kayıt yapabileceği sabit diskler bulunan bu cihazların esneklik ve kullanım kolaylığı sunması, yaygınlaşmasını da sağladı. Günümüz dünya güvenlik kameraları pazarında, yeni bir teknoloji sayılan IP üzerinden görüntü ve kayıt sistemleri ağırlığını hızla daha fazla hissettirmeye başlamıştır. IP kameralar nedir, ne işe yarar, analog kameralardan farkı neler ve nerelerde kullanılır? Bu önemli sorular ışığında konumuzu daha detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Sadece IP kamera teknolojisi ile mümkün olabilen megapiksel görüntü kalitesi sayesinde CIF formatın 16 katı daha büyük bir görüntü elde etmek mümkündür. Bu da günümüz analog kameralarının aldığı görüntünün en az 4, en fazla 16 katı kadar bir netlik anlamına geliyor. Sadece IP kameralarda mümkün olan ‘progressive scan’ özelliği sayesinde tüm görüntü bir kerede sağlandığından, özellikle hareketli ortamlarda analog kameralarla kıyaslanmayacak netlikler yakalamak mümkün. Bu özellik sayesinde kameralar sadece Ağ Kablosu kullanılarak beslenebilir ve ilave bir enerji kablosuna gereksinim duymazlar. Böylece gereksiz kablo kirliliği ortadan kalkarak tek noktadan sağlıklı bir enerji dağılımı uygulanır. Kameraların üzerinde ses desteği mevcut olup iki yönlü ses iletişimi mümkündür. Kameranın yanına konarak ses çıkışına bağlanan bir hoparlör düzeneği ile kameranın montaj yapıldığı alana hitap etmek ve oradaki sesleri, kamera üzerindeki bütünleşik mikrofondan dinlemek mümkündür.